Photo credit: Unsplash
Türk Ticaret Kanunu’nun 4. Maddesinin 1. Fıkrası kapsamında sayılan uyuşmazlıklar mutlak ticari davalardır. Söz konusu madde kapsamında “her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri” ticaret mahkemelerinde çözümlenir.
Yerleşik Yargıtay kararları ve doktrin kapsamında iş sözleşmesinin sona ermesinden önce işçinin sadakat borcundan kaynaklanan rekabet yasağını ihlal etmesi halinde görevli mahkeme iş mahkemeleridir.
İş sözleşmesinin sona ermesinden sonra gerçekleştirilen rekabet yasağını ihlal eyleminden kaynaklanan uyuşmazlıklar ise yerleşik Yargıtay kararları kapsamında mutlak ticari dava olarak kabul edilmiş ve görevli mahkemenin ticaret mahkemeleri olduğu hüküm altına alınmıştır.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 07.02.2019 tarihli ve 2015/33389 E. 2019/2979 K. Sayılı kararı
“…davalı işçinin rekabet yasağını ihlal eden davranışının açık biçimde iş sözleşmesinin sona ermesinden sonraki döneme dair bulunduğu, bu davranışın iş sözleşmesinin sona ermesinden sonra gerçekleşen rekabet yasağına aykırılığı düzenleyen 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 444. ve devamı maddeleri kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, bu tip davaların ise, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1-3. maddesi gereğince mutlak ticarî dava niteliği taşıdığında duraksama bulunmamaktadır. Mutlak ticarî davaların görülme yeri ise, açık biçimde ticaret mahkemeleridir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 29.02.2012 tarih, … Esas, 2012/109 Karar sayılı kararı da bu doğrultudadır.
Eldeki dosyada Asliye Ticaret Mahkemesi’nin, İş Mahkemesi’nin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verdiği ve bu karara “temyizsiz” kesinleşme şerhi yazıldığı anlaşılmaktadır. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin temyiz edilmeksizin kesinleşen görevsizlik kararı Dairemizi bağlamamaktadır.
O hâlde, mutlak ticarî dava niteliğindeki eldeki davaya bakma görevi de ticaret mahkemesine ait olup, yerel mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.”
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi’nin 2016/27017 E. 2020/665 K. Sayılı kararı
“…Bu kapsamda, iş akdinin devamı sırasında işçinin sadakat borcundan kaynaklanan rekabet etmeme yasağına aykırılık halinde, bu tür davalara bakmakla görevli mahkeme iş mahkemesidir. İş akdinin sona ermesinden sonra rekabet yasağına aykırı hareket edilmesi halinde ise, buna dayalı olarak açılacak dava niteliği itibariyle ticari dava olmakla, bu tür davaların ticaret mahkemesinde incelenip karara bağlanması gerekir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 29.02.2012 gün ve 2011/11-781 E., 2012/109 K.) sayılı kararlarında da aynı ilkeler benimsenmiştir. Somut olayda taraflar arasında imzalanan gizlilik anlaşması başlıklı beyan ve taahhütname gereğince davacının çalışma ilişkisinin sona ermesinden sonra aynı işkolunda işverenle rekabet halinde olan bir başka işyerinde çalışmaya başlaması nedeni ile istenen tazminat alacağı konusunda davaya bakma görevi Ticaret Mahkemesine aittir. Bu nedenle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.”