Mirasın reddi diğer bir ifade ile muris hayattayken miras hakkından vazgeçilmesi iki şekilde mümkündür: Mirastan Feragat Sözleşmesi ve Miras Payının Temliki. Bu yazımızda size bu konularda kısaca bilgi vererek, murisin ölümünden önce mirasın reddi prosedürünü açıklayacağız.
1. Mirastan Feragat Sözleşmesi
- Miras bırakan henüz hayattayken yapılan bir sözleşmedir.
- İvazlı ya da ivazsız olarak düzenlenebilir.
- İvazsız(karşılıksız) mirastan feragat sözleşmesinde, muhtemel mirasçı, miras bırakanın sağlığında bir karşılık almadan muhtemel mirasçılık sıfatından vazgeçmektedir. Miras bırakan bir boş altına girmez, yalnızca feragati kabul eder. Feragat edenin alt soyu aksi kararlaştırılmadıkça mirasçılık sıfatını kaybetmez (Feragat edenin altsoyunun saklı paydan mahrum edilebileceğine ilişkin sözleşmeye hüküm konulması halinde, altsoyun saklı payı alamayacağına ilişkin görüş için bkz. Necip Kocayusufpaşaoğlu, Miras Hukuku).
- İvazlı(karşılıklı) mirastan feragat sözleşmesinde ise mirasçı miras bırakan hayattayken aldığı bir karşılık sonucu mirastan feragat etmektedir. Miras bırakan bir borç altına girer. Bu borç para, taşınır veya taşınmaz mal olabilir. İvazlı feragatte aksi kararlaştırılmadıkça feragat edenin alt soyu da feragat etmiş sayılır.
- Muhtemel mirasçı ileride doğacak mirasçılık sıfatından tamamen veya kısmen vazgeçmektedir.
- Saklı paylı mirasçının mirastan uzaklaştırılmasına imkân tanır.
- Doktrindeki görüşe göre, miras bırakan açısından ölüme bağlı bir tasarruf iken; feragat eden mirasçı bakımından sağlar arası bir işlemdir.
Medeni Kanun-Madde 528 (Mirastan Feragat Sözleşmesi)
“Miras bırakan, bir mirasçısı ile karşılıksız veya bir karşılık sağlanarak mirastan feragat sözleşmesi yapabilir. Feragat eden mirasçılık sıfatını kaybeder. Bir karşılık sağlanarak mirastan feragat, sözleşmede aksi öngörülmedikçe feragat edenin alt soyu için de hüküm doğurur.”
- Mirastan feragat sözleşmesinde miras bırakan her zaman taraftır. Kişiye sıkı sıkıya bağlı bir haktır. Miras bırakanın temsilcisi ile yapılamaz.
- Miras bırakanın bu sözleşmeyi yapabilmesi için tam ehliyetli olması ve kısıtlı olmaması gerekir.
- Miras sözleşmelerinin geçerli olması için resmi vasiyetname şeklinde düzenlenmesi gerekir. Sözleşmenin tarafları, arzularını resmi memura aynı anda bildirirler. Düzenlenen sözleşmeyi memurun ve iki tanığın önünde imzalarlar. Tanıklar da sözleşmeye şahit olduklarına dair imza atarlar.
- Resmi memur sulh hâkimi, noter veya kanunla kendisine bu yetki verilmiş başka kişiler olabilir.
- Mirastan feragat sözleşmesinin yapılmasıyla feragat eden mirasçı sıfatıyla herhangi bir hakka kavuşamayacağı gibi yükümlülük altına da girmeyecektir. Dolayısıyla tereke borçlarından sorumluluğu doğmayacaktır.
- Mirastan feragat sözleşmeleri miras bırakanın ehliyetsizliği, şekil şartlarına uyulmaması, irade sakatlıkları ve hukuka ve ahlaka aykırılık nedenleriyle iptal edilebilir.
2. Miras Payının Devri (Temliki)
- Miras payının devri (temliki), iştirak halinde bulunan mirasçılardan birinin, miras payını iştirak bozulmadan diğer bir mirasçı veya mirasçılara devretmesi demektir (MK.676). Bu devir bedelli ise satış, bedelsiz ise bağış gibi değerlendirilir.
- İştirak (el birliği) hali bozulmadan miras payının iştirake dahil olmayan üçüncü kişilere devri yasaktır. Sadece mirasçılara devri mümkündür.
- Bir mirasçı, diğer bir ya da birkaç mirasçıya veya tüm mirasçılara payını dilediği oranlarda devredebilir.
- Miras payının devri için kural olarak tapu sicil müdürlüğünde resmi senet düzenlenir. Ancak Medeni Kanun’un 677. maddesine göre bunun noterde düzenlenmesi de mümkündür.
- Miras payının devri, açılmış miras payının devri şeklinde olabileceği gibi açılmamış miras payının devri şeklinde de olabilir.
- Açılmamış miras payının devri, (TMK m.678) bir kişinin henüz kendisine mirasçı olacağı kimse yaşıyorken ileride doğacak miras hakkını şimdiden devretmesidir.
- Türk Medenî Kanunu’na göre mirasçıların mirasın açılmasından önce sözleşme yapmaları, miras bırakanın katılımı ya da izninin olması ile mümkündür. Mirasın açılmasından önce yapılacak sözleşmelerin şekli hususunda ise kanunda bir hüküm bulunmamaktadır. Bu konuda kabul gören görüş adi yazılı şekilde yapılması gerektiği yönündedir.
- Adi yazılı şekilde ya da noterde düzenleme şeklinde yapılan her iki sözleşme de, miras bırakan bu sözleşmeye katılarak veya dışarıdan onay vermiş olmasına rağmen devralan tarafı mirasın açılmasında külli halef mirasçı kılamaz, ona sadece devredene yönelik olarak açılan mirastan devreden mirasçının elde ettiği hakları kendisine geçirmesini isteme konusunda bir alacak hakkı kazandırır. Eğer devir sözleşmesi, miras sözleşmesi olarak resmi şekilde yapılırsa ve miras bırakan da işleme katılırsa; payını devreden bakımından mirastan feragat sözleşmesi ve mirasçı atama şeklinde bir miras sözleşmesi söz konusu olacak, bu sözleşme ile miras bırakanın ölümü ve mirasın açılması üzerine devreden mirasçı sıfatını kazanamayacak, devralan onun payı kadar olmak üzere mirasçılık sıfatına sahip olacaktır.
- Açılmış miras payının devri ise TMK. M.677’de düzenlenmiştir:
“Terekenin tamamı veya bir kısmı üzerinde miras payının devri konusunda mirasçılar arasında yapılan sözleşmelerin geçerliliği yazılı şekle bağlıdır. Bir mirasçının üçüncü kişiyle yapacağı böyle bir sözleşmenin geçerliliği, noterlikçe düzenlenmesine bağlıdır. Sözleşme bu kişiye paylaşmaya katılma yetkisi vermez; sadece paylaşma sonunda mirasçıya özgülenen payın kendisine verilmesini isteme hakkını sağlar.”.
Detaylı bilgi ve işlemlerinizin takibi için bizimle iletişime geçebilirsiniz.